Marka olmak yada Marka değeri oluşturmak ama nasıl?
Marka olmak... Marka olmak için öncelikle büyük düşünmek gerekir...Marka olmak, altyapısıyla, tüm unsurlarıyla, detaylarıyla bir ürünü müşteri potansiyeliyle buluşturmak, aynı zamanda çetin rekabet şartlarında tercih edilebilir bir niteliğe kavuşturabilmektir.
Marka oluşturmak, stratejik derinliği olan araştırmaları, geniş yelpazeli müşteri analizlerini, müşterinin tercih skalasını ve bu tercihin içinde olabilmenin ayrıntılarını dört başı mamur şekilde hesaplayabilmeyi gerektirir.

Çünkü, bu ürünü veya hizmeti satarken belirleyeceğiniz fiyat endeksi, sizin gibi piyasada bulunan diğer rakip ürün veya hizmetlerden farklı olarak biçimlendireceğiniz veya konumlandıracağınız "marka değeriniz" olacaktır.
Bütün bunları niye yazıyoruz? Başımızın belası olan cari açık tehlikesiyle boğuşuyoruz... Hükümet erkanı, cari açığı nasıl ortadan kaldıracağını, cari açığı nasıl düşüreceğini bilemiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor...
Kuşkusuz, cari açığın en önemli nedeni, ithalat ve ihracat arasındaki dengesizlik. Bu dengesizliğin temelinde ise "ara mal ithalatımızın" çok yüksek boyutta olması gerçeği yatıyor. Yani, daha açık bir deyimle, sanayimizin en önemli üretim kalemini oluşturan ara mallar noktasında, üretim yapamıyoruz, kendimize ait sanayimizi çekip çevirecek, gerçekten derdimizi ortadan kaldıracak "marka değerlerimiz, marka üretimlerimiz, marka sanayi mallarımız" yok.
Ürettiğimiz ve ihraç değerine ulaştırdığımız ürünlerimizin de "ülkemize döviz kazandırma noktasında çok daha nitelik arzedecek marka değerleri" yok. Geçtiğimiz günlerde ihracat konusunda rekor kırdığımız ifade ediliyordu. Peki rekor kırdığımız ihracatımız, ithalatımızı neden dengeleyemiyor? Neden karşılamıyor? Ya da neden ihracat fazlası vermiyoruz?
Çünkü, bizim ürettiğimiz ürünlerin ihracattaki karşılığı, "marka değerleri nitelikli fiyatlara ulaşmadığı" için, çok bir şey arzetmiyor.
Mesela, yıllarca tekstil sektöründe Avrupa'nın "fason imalatçısı" pozisyonundan kurtulamadık. Tekstilcilerimiz, Avrupalı markaların üretimlerinden gelen sıcak para ve kolaycılığa alıştıkları için, kendi markalarını üretme noktasında müthiş bir kısırlık yaşadılar. Avrupa, kendi markalarıyla tüm dünyayı istila ederken, Türkiye bu markaların üretim üssü olarak kullanılırken, bir gün işlerin tersine döneceği ve bu sıcak paraların kesileceği gerçeğiyle hiç kimse yüzleşmek istemedi. ORKA Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu
0 yorum:
Yorum Gönder